Pentagram - Akustik İncelemesi
Evet, Türk rock müziğinin en önemli isimlerinden biri, metal
müziğin ise Türkiye’deki en önemli ismi, 30 yılı devirdi. İlk konserlerini
bağcılarda bir düğün salonunda veren grubun geldiği nokta insanın gözlerini
dolduruyor resmen.
30. yıl şerefine Pentagram özel bir akustik albüm + konser
serisi hazırladı. Albümde grubun eski üyeleri mevcut kadro ortak bir çalışmaya
imza atmış. Bu çok önemli bir nokta, albümdeki sanatçılar. Gruptan ayrılan her
bir isim, ayrı bir önemle Türk müzik dünyasına adını yazdırmış kişiler. Burada,
bu albüm ile ayrılıklar olsa dahi, dostluğun ve müziğin, saygının ne derece
önemli olduğunu gösteriyor bize albüm. Yeni elemanlar ile paldır stüdyoya
girip, ticari amaçlı bir albümde çıkabilirdi ortaya ama aksine Pentagram
tarihinde emeği geçmiş bir sürü isim davet edilerek, takdir edilesi bir albüm ortaya
koymuşlar.
Albüm kapak resimleri için fotoğraf çekimlerini Murat İlkan
paylaştığı zaman, kareye zar zor sığıyoruz diye belirtmişti. Bu kadronun
bütünüyle bu albümü dinlemek inanılmaz keyifliydi. Albümün adı basitçe “Akustik”.
Sade ama güzel bir kapak tasarımına sahip.
Albümde emeği geçen isimler: Cenk Ünnü, Demir Demirkan,
Gökalp Ergen, Hakan Utangaç, Metin Türkcan, Murat İlkan, Ogün Sanlısoy, Tarkan
Gözübüyük, Ozan Tügen, Kerem Özyeğen, Cihan Barış, Cengiz Ercümer, Melisa
Uzunarslan, Deniz Doğançay, Özer Arkun, İskender Paydaş, Şebnem Ferah.
Dikkat çeken kısım eski üyeler harici grubun arkadaşları ve
dostları da eşlik etmiş.
Albümde 11 şarkı var. Bu beni üzdü açıkçası. Son albümden
beklediğimden fazla şarkı var. Eski albümlerden daha çok şarkı olmasını
isterdim. Albüm gerçekten çok güzel bu yazdıklarım kötüleme amaçlı değil, bence
nasıl olsa daha güzel ve anlamlı olur manasında
.
Ben isterdim ki, en az 2 CD’lik bir akustik albüm olsaymış,
çok daha fazla şarkı ile. İkinci eleştirim ise Şebnem Ferah ile ilgili.
Anatolia şarkısını seslendiren Ferah, çok güzel bir iş çıkartmış, kendi
albümünde olsa alkışlanası bir akustik cover olurdu ama, bu albümde zaten 11
şarkı, birisini kendisine ayırmak bence Pentagram’ın yanlışı olmuş. Dediğim
gibi keşke 2 cd olsa, en azından ikinci cd diğer sanatçıların Pentagram
coverlarını içerse yine güzel olurdu ama albüm içinde bu cover’ın olması bence
doğru yer olmadı.
Gökalp Ergen, yeni vokal olarak geldiğinde pek ısınamamıştım
işin doğrusu ama ilk şarkı, Apokalips ile sesinin aslında akustik şarkılara ne kadar
da uyduğu, keşke daha çok akustik söylese dediğiniz bir performans koyuyor
ortaya. İkinci şarkı Geçmişin Yükü ile daha da zirve yapıyor performansı.
Uzakta şarkısı bence albümde olmaması gereken tek şarkı ve
albümün kalanına oranla enerjisi altta kalan, ilk iki muhteşem performans
sonrası bir an ne oluyor ya dedirten bir performans bence. Yine de orijinal
halinden daha güzel olmuş bence şarkı.
No one wins the fight. Ne desem bilemiyorum. Albümde kaç
milyonuncu kere dinledim bilmiyorum. Övmeye başlasam nerden başlayacağım, nerde
bitecek, ucu olmayan bir şarkı. Muhteşem bir cover olmuş. Ogün Sanlısoy ilk bu
şarkıda giriyor albüme ve bence diğer vokalleri biraz da gölgede bırakıyor.
Süper söylemiş sesine sağlık. Tek eleştirimi Sanlısoy ile ilgili İngilizce
aksanı. Herkeste olur mu bilmem ama bana çok batıyor. 20 yıldır aynı şekilde
söylüyor bir düzeltme gereği duymadan, biraz üzücü gerçekten. Aksanı, akıcılığı
biraz daha düzgün olsa, yağ gibi akıp giden, gözleri kapatıp sadece onu
dinlemek isteyeceğimiz performanslar ortaya koyabilir.
Fly Forever gerçekten yukarda yazdığım gözünü kapat ve
şarkıyı dinle şarkısı. Çok güzel söylemiş Sanlısoy, gitar soloları akıp
gidiyor. Bunu takip eden ise Gündüz Gece. Bütün üyelerin katıldığı şarkı, tabii
beklenen bir şarkıydı ama bütün ekibin ruhunu kattığı bu eser, damakta tat
bırakan yemek gibi, kulaklarda melodisini ve güzelliğini bırakıyor. Gündüz Gece’yi
Anatolia takip ediyor. Düşüncelerimi yazdım zaten yukarda.
In Esir Like an Eagle. Akustiğe cuk oturan bir şarkı ve
Murat İlkan, bütün performanslarında olduğu gibi döktürmüş. Nakaratı söylerken
sizde İlkan ile beraber bağırmak istiyorsunuz. Şarkıya eşlik eden keman ve
gitar solosu büyülüyor insanı. Güzel bir şarkıda hissedilen bütün duyguları
hissettiriyor. Gözü kapat dile, sözlerde haykır, coşkunu ortaya saç, hepsi var.
For the One Unchanging keman gitar uyumu konusunda beni aldı
götürdü. Melisa Uzunarslan albümü bambaşka bir seviyeye çıkarmış. Sona doğru
yaklaşırken Give Me Something To Kill The Pain geliyor. Çift düet Ergen ve
İlkan arasındaki çok tatlı olmuş. Birbirini bastırmak yerine ikisin sesi bir
bütün olmuş şarkıda.
30 yıllık tarihe kapanışı, Sonsuz ile yapıyoruz. Güzel bir
seçim olmuş, bütün vokallerin olduğu bu şarkı duygusal anlarda yaşatıyor.
Albümün bu aşamasına kadar pek hissedilmeyen, biz her zaman beraberiz, her zan
beraberdik hissi, dostluk ve arkadaşlık hisleri ruhunuza işliyor. Biraz Şebnem
ferah havası da katılmış şarkıya. Nedense bana dinlerken Iron Maiden Blood
Brothers’I anımsattı verdiği his ve coşku olarak.
Sonuçta bence çok güzel bir albüm olmuş, sadece eksik.
Yorum Yaz