Nightwish - Endless Forms Most Beautiful İnceleme




Evet baya geç yazdım bu yazıyı, albüm çıkalı yıllar oldu ama Nightwish benim için müzik anlamında en önemli yerlerden birisine sahiptir ve bütün albümlerini inceleyip yazmaya karar verdim.

Endless Forms Most Beautiful, eski vokal Anette ayrıldıktan sonra yeni üyeler Floor Jansen ve Troy Donockley ile olan ilk albüm. Yeni isimler gelirken, sağlık nedenleri ile bu albümlük ve konser turnesinde gruptan ayrılan Jukka’nın yerini ise Wintersun grubundan Kai Hahto dolduruyor.

Önce bateriden gireyim, Jukka’nın yokluğu hemen hissediliyor. O güçlü vuruşlar ve çift pedal eksik kalmış albümden. Her albüm Nightwish’in eleştirildiği kısım basit riffler ve kolay bass kısımları aynı şekilde devam ediyor maalesef ama Nightwish’te her zaman farkı yaratan Tuomas, orchestra ve vocal olmuştur. Bu albümde de aynı durum geçerli, orkestra, Tuomas ve ilk defa Floor ortalığı yıkmış geçmiş.

Floor’un performansından tabi ki kuşku asla yoktu ve Tarja ilk ayrıldığında gruptan lütfen Floor gelsin diye dua ediyordum resmen ama yıllar sonrasına nasipmiş diyelim. Floor inanılmaz bir iş çıkarmış ama klasik Floor perfomansı beklemeyin bu albümde. Tuomas Floor’un farklı yönlerini ve ses kapasitesini ortaya çıkartmaya çalışmış ve Floor kendini geri plana çekiyormuş gibi gözükse de güzel bir çalışma çıkmış ortaya.


Albüm Richard Dawkins kitaplarından esinlenerek yazılmış, dünyanın evrimi, dünyadaki güzellikler ve bize sundukları ile ilgili. Zaten üniversite de biyoloji okuyan Tuomas’ın her zaman bilime ilgisi vardı ve sonunda bunu ortaya yansıtacağı bir çalışmaya imza attı.



Albümde açılışı Shudder Before The Beautiful yapıyor. Şarkı Richard Dawkings’in ön sözü ile başlıyor şarkı. Dawkins’in ne kadar hoş ve şiirsel bir sesinin olduğunu burada fark ediyorsunuz. Albüme muhteşem bir gaz ve tempo ile giriş yapıyoruz. Hemen dile dolanan, kafa sallamak istediğiniz, Nightwish’ten istediğiniz gaz şarkı. İlk defa Nightwish’in yapmış olduğu klavye/gitar kapışması dikkat çekici kısmı şarkının. Sonrasında ise konserlerde vazgeçilmeyecek olan headbang kısmı giriyor. Şarkı sözleri Elan gibi dünyadaki bütün güzellikler ve bize sundukları ile alakalı.

Weak Fantasy ile devam ediyoruz. Bence albümün en sert şarkısı. Şarkı büyük ölçüde Marco tarafından besteleniyor. Sözleri ise Holopainen abimiz ile beraber yazıyorlar. Özellikle canlı performanslarda ortalığı yıkacak bir şarkı. Bu albümde alışkın olacağımız Floor’un yavaştan girip vahşetini ortaya koyduğu şarkılardan birisi. Marco açıkçası biraz silik kalmış bu şarkıda Floor’dan sonar ama moda girmeniz için gerekli şarkı Weak Fantasy.

Elan. Bu şarkı çok ilginç, albümün tanıtım şarkısı olarak ve ilk single/video klibi olarak çıktı. Bence albümün en zayıf halkası ve Albüme koymadıkları Sagan adlı şarkı ile çok kolay yeri değişebilecek bir şarkı. İlk dinlediğimde hatta askerdeydim ve çarşı izninde hemen bir internet kafeye koşup video klibi izlemek oldu ve Floor/Nightwish ortaklığının ilk ürününü izliyorum ve çok şaşırmıştım. O kadar beklediğim şey bu muydu diye. Ama daha sonrasında dinledikçe ve dinledikçe şarkının ne kadar güzel olduğunun farkına varıyorsunuz. Kendine has bir güzelliği ve sadeliği var ama yine de albümde Sagan’I tercih ederdim. Belki While Your Lips Are Still Red gibi ayrı bir parka olarak sunsalar daha güzel olurdu. Nightwish üyeleri de bu şarkıyı albüme uzun süre koymayı düşünmemişler ama sonunda İlk single Edema Ruh olacakken Marco veya Troy bunun ilk single olmasını öneriyor (abi neden öyle birşey yaptın!). İlk şarkı gibi dünyadaki güzellikleri anlatan bir şarkı.



Elan’ı, Yours Is An Empty Hope izliyor. Bu şarkı biraz Holopaien’in Marco ve Floor’un seslerini daha değişik performansta duymak istediğinin bir kanıtı bence. Albümün en sert ikinci şarkısı diyebilirim. Nightwish en sert diyor ama bence ikinci.  Yine Marco ve Tuomas tarafından yazılan bir şarkı. Headbang seven biriyseniz albümdeki en hit şarkı bu sizin bence. Marco’nun artık daha çok growl katması şarkılara da ilginç olmuş. Az biraz Oceanborn’u özendiren anlar.

Beşinci şarkı Our Decades In The Sun. Albümün orkestra şarkısı denebilir. Daha slow ve akustik. Çoğu albümde Nightwish’I eleştirenler Tuomas’ın çocuk korosunu çok kullanmasından şikayetçi ama bence Nightwish müziğine cuk oturan bir element. Sürekli o peri masalı havasını verebiliyor size. Bu şarkıda ise gerçekten anlatmak istedikleri duyguları ruhunuza aktarmak için güzel bir seçenek olmuş bence. Şarkı bütün üyelerin ailelerine bir övgü olarak kaydedilmiş. Sözleri zaten dinlediğinizde veya okuduğunuzda çok daha iyi anlarsınız bunu. Albümdeki kesinlikle parıldayan yıldızlardan bir tanesi. Floor’un kademeli oktav artışı inanılmaz. Dediklerine göre Nightwish kaydederken bu şarkıyı bayağı göz yaşı dökmüşler stüdyoda.

My Walden. Albümün iskoç tarzı diyebileceğimiz şarkısı. Imaginaerum albümündeki I want My Taers Back yerine geçen bir şarkı. Özellikle Troy’un bölümleri bu şarkıda çok büyük önem kazanıyor ve size inanılmaz eğlence veriyor. Özellikle konserler de Troy’un kısımlarında gerçekten eğleniyor grup ama yine de I Want My Tears Back’e değişmem.

Endless Forms Most Beautiful. Albüme adını veren şarkı. Albümün en büyük hiti bence. Albüm çıktığı günden beri belki de bu şarkıyı dinlemediğim gün yok ve hala etkileniyorum. Şarkının temposu, Floor’un performansı, Tuomas’ın performansı, Marco’nun arka vokalleri, şarkının sözleri. Her yönüyle muhteşem ve işte Nightwish budur dedirten şarkı. Neden ilk single olarak seçmediler hala şaşırıyorum. Şarkı Richard Dawkins’in Ataların Mirası kitabından esinlenerek yazılmış. Zamanda geriye adım adım gideren ortak ataya gitmenizi anlatıyor. Tabi ki Richard Dawkins açmadan olmaz bu şarkıyı.


Sekizinci şarkı Edema Ruh. Bu terim fantastik bir kitap olan Patrick Rothfuss’ın yazdığı Rüzgârın sesi kitabından geliyor. Edema Ruh, şehirden şehire gezen gezgin müzisyenler. Orta çağda yaşayan çingeneler olarak ta görülebilir. Burada Nightwish biraz kendisini onlara benzetiyor.

Apenglow. Klasik bir Nightwish şarkısı. Ağıza hemen takılan bir şarkı. Şarkı özellikle sürprizini son nakarata girmeden yapıyor. Bir anlığına ilk dinlediğimde ne oluyor, şarkımı bozuk sandım ama kayıt öyle ve çok eleştiri aldı bu kısım. Daha müzik 101 d3ersine girmedin mi gibi ama bence bu ters çelişki ve bi anda nakarat girmesi çok tatlı olmuş. Şarkıda girişte Floor’un bir anca bir cadı vari söylemeleri sonrasında ise tatlı prenses moduna girmesi ve aradaki o geçiş beklemediğim bir şekilde güzel işlemiş.

The Eyes of Sharbat Gula. Tuomas savaştaki çocuklar hakkında bir şarkı yasmak istiyordu ve şarkıyı yazıp bitirdiğinde bestesi, kayıt sonrası şarkının sözlerine başlıyor. Bu sırada Troy gelerek, bu şarkının zaten o ruhu verdiğini ve söze ihtiyaç olmadığını söylüyor ve sonunda sadece bize müzik kalıyor. Tabi ki anlayacağınız gibi konsept Nat Geo kapağındaki Afgan kızının gözlerinden geliyor.


Nightwish bu albümün buraya kadar olan kısmını dokuz mükemmel destekleyici şarkı, sonrasında ara geçiş ve daha sonrasında ile asıl şov, son şarkı, The Greatest Show On Earth olarak tanımlıyor.

Şu satırları yazarken tekrardan dinlemeye başladım bu şarkıyı. İnanılmaz bir 24 dakika sizleri bekliyor. O kadar beklenmedik bir şarkı ki, yazarak anlatmak gerçekten çok zor. Yavaştan piyano ve keman girişi, ve Floor’un kendi potansiyelini göstermesi ile Troy sahneye giriyor. İlk perde kapanırken ikinci perde bir anda hiç beklemediğimiz bir performans ile açıyor kendisini Floor ile. Üçüncü perde yine aynı sertlikte Marco ile devam ediyor ve noktayı Gruptaki herkesin %110’ununu verdiği bir coşku ve tempo ile bitiriyor. Son perde de ise Richard Dawkins’in konuşmaları ve orkestra ’ya bırakıyoruz kendimizi ve balina sesleri ile bu muhteşem albümü kapatıyoruz. Şarkı Richard Dawkins’in Aynı isimli kitabından esinlenerek yazılmış. Evrenin evrimi ile alakalı. (Bu arada kitabı okumayan var ise, gerçekten tavsiye ederim, çok başarılı bir kitaptır).

Kapanışı ise keşke albümde olsaydı dediğim Sagan ile yapayım. Herkese iyi günler, headbang yaparken boynunuza aman dikkat. 



Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.