Stone Sour - Hydrograd İncelemesi


Evet, Stone Sour yeni albümler Hydrograd’I 30 Haziran tarihinde piyasaya sundu. Peki ne kadar iyi? Bekleneni veriyor mu?
Gitarist Jim root olmadan çıkarttıkları ilk albüm. Açıkçası burada biraz kendisine ayıp edildiğinin farkındayım çünkü Root, “Ben gruptan ayrılmak istemedim, Slipknot’ın yeni albümünün şarkı yazımları için ikiye bölünmemem gerektiği belirtilerek gruptan çıkartıldım” diye belirtiyor. Burada Corey Taylor bencilliği biraz ortaya çıkmış oluyor.



Açıkçası Stone Sour hiçbir zaman tepeye oynayan bir grup olmadı benim açımdan. Peki bu albümde ne kadar bir beklenti vardı ve bize neler verebildiler?


Albüm 1+14 şarkı toplam 15 şarkı ile geliyor. Standart bir albüm standardına göre fazla bir sayı ve ben her zaman fazla şarkıyı severim. Albümde şarkı listesi:

1. YSIF
2. Taipei Person / Allah Tea
3. Knievel Has Landed
4. Hydrograd
5. Song #3
6. Fabuless
7. The Witness Trees
8. Rose Red Violent Blue (This Song Is Dumb & So Am I)
9. Thank God It's Over
10. St. Marie
11. Mercy
12. Whiplash Pants
13. Friday Knights
14. Somebody Stole My Eyes
15. When the Fever Broke

Albümde ilk farkedilen şey, eski sertliğin ortadan kaybolması, biraz da soft rock melodi de bir albüm çıkması olmuş. Metal bir albüm kesinlik le değil. Biraz belki Slipknot yanında aynı tarz bir ekiple çalışmak istemedi Corey Taylor ama albümler arası ton farklılıkları böyle belirgin olunca gruplardan biraz soğuyorum biraz ben açıkçası. Biraz popüler kültüre oynama çabası var. Corey millete laf atıyor (Chad :o ) ama aynı formülle kendileri ilerlemiş. Albüm güzel kötü değil ama klasik bir rock albümü olmuş, çalışırken vs arkada çalsın etsin kulağa güzel gelir ama spesifik olarak “Aa şu şarkı muhteşem durmadan saatlerce dinledim” diyemiyorsunuz.  

Albüm tanıtımı amacı ile çıkardıkları iki şarkı Song#3 (albümün 5. Şarkısı :s) ve Fabuless belki de albümün en kötü şarkıları olabilir ama nedense bunları seçmişler. Tam bir MTV (eskiden güzel olan şu an Kardashian gösteren o TV kanalından bahsediyorum) havası bulunuyor. Özellikle Song#3, eski albümlerdeki Say You’ll Haunt Me gibi genele oynayan bir şarkı. Yüksek tempo, Amerikan kolej partilerinde çalan saçma rock gruplarının şarkılarına benzemiş. Fabuless ise özellikle nakaratta kaybediyor benim için ve çok klasik bir formülde yazılmış. Corey sakin girer, bağırır sonrasında da clean vokal ile devam eder nakaratta. Mesela Inhale şarksı ilk albümden, clean giderken bir anda coşuyor du. Bu tarz beklenmedik çıkışlar beni çok daha etkiliyor ama basit formüllü şarkılar bir anda gözden düşürüyor beni. Nakaratta defalarca "It's all down hill from here!!" diye bağırması tamam yeter dedirtiyor. 

Albüm kayıt kalitesi, üretim kalitesi ise gerçekten çok iyi. Sesler, müzik kalitesi çok iyi. Riffler çok hoşuma gitti, gitar soloları tam yerinde ve çok güzel ama bass çok sönük bu albümde. İşin mixing kısmında keşke basslar biraz daha duyulur yapılsaymış. Şu anda bass’ı çıkartırsak kimse bir fark hissetmez bence. 

Albüm sürekli size eski havası veriyor aynı zamanda. Sanki 80’lerde yazılmış şarkıların remaster’ı bir hava var. Hem sevdiğim hem de sevmediğim bir yan oldu bu açıkçası. Dinlemesi güzel ve keyifli ama aynı zaman da yukarda dediğim gibi, tutmuş bir formül üstüne gidiyorlar gibi olması ve risk almaması beni üzen kısım oldu. 

St. Marie ile her albümlerinde Corey’in bak arkadaş en güzel clean de söylerim, romantikte söylerim şarkısı. Ama kötü diyemiyorum çünkü gıcık herif güzel söylüyor arkadaş. Aynı zaman da arkadaki hafif ballad (tam nasıl anlatsam bilemedim ballad çevirisini çünkü tam koro değil, orkestra değil, ufak koro diyeyim) ile çok hoş bir şarkı olmuş. Şarkının solosu güzel ama nedense bu şarkının ortasında biraz Hawaii havası katıyor. Keşke solo için gitarın ayarları daha düzgün yapılsaydı. 
Albümden üçüncü videoyu ise Mercy’ye çektiler. Standart stüdyo çalışmasını klip yapmışlar. Yine aynı eleştiri, çok sade matematikle risk almayan bir şarkı ama akılda kalıcı, albümü dinledikten sonra bu güzeldi dedirten birkaç şarkıdan birisi. 

Mercy ve sonrası, albümün son 5 şarkısı sanki başka yerden albüme kopyalanmış gibiler. Bir anda tempo artıyor, daha eski hallerine dönüyorlar, daha sert bir havaya giriyorlar, işte aradığımız, özlediğimiz Stone Sour buydu dedirtiyor. Bu şarkıların albümde olması güzel kendileri de güzel ama albümün genel durumunun çok alakasız olması, “bak arkadaş 15 şarkı yazdık ölesine hadi albüme koyalım” diyerek, hiç ton uyumu, melodi uyumu, ritim uyumu bakmaksızın albüme konmuş.  
Sonuç olarak en iyi albümleri değil ama vokaller gayet güzel, riffler sololar çok iyi, albümde ilerledikçe artan bir kalitesi var ve dinledikçe daha da dinlettiren kalitesi artan bir albüm ama yine de belirli bir çıta üzerine de çıkamıyor maalesef. 

Benim albümden favorilerim:
1. Taipei Person/Allah Tea
2. Knivel Has Landed
3. St. Marie
4. Whiplash Pants
5. Friday Knights
6. Somebody Stole My Eyes



Sizelerin görüşü nedir, alta yorum olarak yazın, tartışalım. Herkese iyi headbangler. 

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.